Kayıtlar

Yol Hali

ben bir yolcuydum.  aklıma düştü, yola düştüm.  bir kapıdan girdim. girenler derki ben birdim, eşikte kimdim, içerde bindim, niyazım pirdi.  anlattılar, dinledim.  gösterdiler seyreyledim.  kimininki düştür kiminin davet.  bu kapıdan girince bakidir muhabbet. dediler sabret.  burada imtihan çoktur.  sabrın mükafatını görmeyen yoktur.  kapının eşiğinde dururdum.  sessizce bir köşe bulurdum.  kendi halime sorardım, dünyayla ne denli kalbimi yorardım.  gözlerini kapatır, başını önüne eğersin.  ey halim bana ne söylersin.  sordunsa eğer cevabını dinlersin.  bulanlar arayanlar, arayanlar bulandır.  dünya yorgunluğuyla kalpleri unutanlardır.  yolcu yola çıktı mı hatırlar umutlanır.  gelenler hoş gelsin, muhakkak ağırlanır. ağırlandım. uğurlandım. gün oldu ki ben uğurladım. boğazımdaki düğümü çözmeyi nasıl bileceğim?  şöyle gökten bir yağmur yağsa eğsem başımı önüme, yüzümü gören yaş değil yağmur san...

inanırsan hep güzel şeyler olur: 7 seni bulur

Resim
  Bilmem bilir misiniz 7'nin sırrını. 7 susmaktır. Yola çıkmaya karar verdiğinde hali hazırda yolda olduğunun farkına varmak. Vardığın yerde bulmaktır. Bulduğunu ummaktır. 7 döngüdür. Bir sayıdır ve bir soru. Nasıl bilirsin? Bilebilir misin? Yetinmeyi bilir misin? Şükretmeyi? 7 aramaktır. Her taşın altını.  7 bakmaktır. Çıkıp yüksek bir kayanın üstüne. Bir adım atsan uçurum.  7 yanmaktır. Kor olursun. 7 görmektir. Kör olursun. 7 haldir. Lal olursun. 7 hayal kurmaktır. Öylece durmak. Kafada kurmak. 7 buluşmaktır. Barışmaktır. Başarmaktır. Yaşamayı, yaş almayı.  7 Perşembeyi Cuma'ya bağlar, kalpleri birbirine.  7 muhabbettir. Ehliyle buluşturur bir masanın etrafında. Sonsuz seçenekler içinde sorduğun sorunun cevabı oturduğun masada son bulur. Çünkü seni bulur. Gönül dostunu bulur. Zihin durulur, kalp vurulur.  Kalpler yalnızca Allah'ı anmakla huzur bulur.  Dost konuşur kalbinin sesi duyulur. Cümleler dökülür kalpten kalbe şifa olur.  Söz giz olur. S...

ruhumla aynı yaştayım: "iyi ki💗"

merhabalar, tanıştırayım. "bu şeyma." kimilerinin "çok ağlıyor bu kız" dediği kimilerininse "ne kadar sessiz sakin"... bu içinde fırtınalar kopan şeyma. annesiyle 5 senelik bir anlaşma yaparak 6 yaşında okula başlayan, okula 5 senede alışan ve kanunen okulu bırakamayacağını öğrenince hüsrana uğrayan şeyma.  okul öncesi sübiyan eğitimiyle doğum yerinin fatih olması sebebiyle muhafazakar-radikal bir çizgide cansız varlıklarında bir ruhu olduğunu erken keşfetmiş ama bir türlü arkadaşlarına anlatamayan, resim çizerken suret çizmeyen, yemek yerken elini yere koymayan, suyu oturarak ve üç yudumda içen, bilgiye önem veren öğrenmeyi sevdiği gibi konuşmayı pek sevmeyen şeyma. çöpleri çöpe derdini içine atan, erken yatıp erken kalkan, ablasının yemediği pilavları yiyen, kendini sevdiren ama derin ilişki kurmayan, haksızlığa karşı susanlara ve haksızlık yapanlara "size hakkımı helal etmiyorum" diyen, her hafta sonu dolabını düzenleyen, ödevlerini cuma akşam...

neler mümkün?

  hepimiz yaş alıyoruz, bazen bunalıyoruz, ne düşüneceğimizi bilmiyoruz, akışa bırakıyoruz, sessiz kalıyoruz, çok konuşuyoruz, başa sarıyoruz, bazen öylece kalıyoruz. hepimiz nefes alıyoruz, bazen tıkanıyoruz, önümüzü göremiyoruz, sanıyoruz bazen umuyoruz, üzülüyoruz bazen gülüyoruz. hepimiz düşünüyoruz. bugünden çok yarını bazen geçmişte takılı kalıyoruz, anda kalamıyoruz. bazen düşüncelerin içinde kaybolup bulunmak istiyoruz bazen sessizliğin içinde durulmak. yaşadığımız hiçbir duygu yalnızca bize ait değil. yalnız değiliz. sadece paylaşmıyoruz bir şeyleri. ben sizinle paylaşıyorum sevgili blog dostlarım. yazıyorum. hüzünlendiğimde şiirlerimden bir dize, mutluysam sevincimi anlatan bir yazı. umudumu kaybettiysem bulmak için yazıyorum, hayallerimin gerçekliğini ummak için.  yaşıyorum.  üzüntümü de yaşıyorum sevincimi de. hayallerimi de yaşıyorum hayal kırıklığımı da. istediklerim de oluyor istemediklerim de. ağladığım da oluyor güldüğüm de.  sadece günün sonunda gül...

en güzel özelliğinin farkında mısın?

  isim analizi yaptırmaya cesaret ettiğimde -çünkü kendinden çok emin olmak ve sınırı çin seddi huzurumun hududunu düşman işgaline açacakmış hissiyatından son sürat kaçmam sebebiyle bu bir cesarettir benim için- ses kaydını dinlemeden önce 3 kere başlatıp durdurmuştum. kimdim ben? ailesi içinde her istediği yapılan, okul hayatı boyunca çok başarılı, durmaktan hoşlanmayan bu yüzden arkasına bakmadan koşan ama ardında da hiçbir şey bırakmayan bu yüzden yükü hafif olsun diye az insan çok huzur sözünü şiar edinmiş, hikayesi uzun çok geçmişe dayanan, vefalı, net ve duygusallığın bu netliği bulanıklaştırmasına gözyaşları eşlik eden, babasını çok seven ve dünyayı bu sevgiyle güzelleştiren, annesinin güçlü duruşundan ayakları yere sağlam basan ama kararlarının arkasında hep ablasının desteği olan, dışardan soğuk konuşunca samimi, meraklı, konuşacak bir şey varsa konuşan, kendine yeten. o denli bir yetinmek ki yalnızlıktan çok keyif alan bir kız. kendini henüz yeni anlamış biri kendini anla...

yaşanmış bi his’

Resim
çiçek kokusunun süslediği sabahları,  kütüphanede bir kitap çarpar gözüne.  kalbin çarpar,  kitabı açarsın çiçekler açar.  tüm korkuların kaçar.  her dizesi umut saçar.  neşesi sanki yaşanmış bir his.  sesi tiz, kulaklarında.  adı giz, dudaklarında.  her daim dualarında.  manolya ağacının duvarında. saçları uçuşuyor rüzgara doğru  tek bir soru hangisi gerçek hangisi doğru?  gün aydı, bir gün daha.  bakmakla görmek arasında ağır paha.  kalbini aç diyor görmek için baktığım yerde gördüm adını kitabı açtım,  çiçekler açtı.  sen gülünce,  korkularım kaçtı.

kavurmanın yanında ayran / yaşasın yarın bayram!

bayram bir kavuşmadır, büyük buluşma. herkesin hasret giderdiği, evlendiği, çocuklarla kapıdan içeri girince ne kadar büyümüşler maşallah denildiği... kaçıncı sınıfa gittiğin, ne iş yaptığının bir üzerinden geçildiği. çocuklar için şeker ve harçlık, gençler için arkadaşlarla buluşma, yaşlılar için hasret dolu bekleyiş.  insan ait olduğu yerde kendini bulur. insan ait olduğu yerde kendi olur. bir günde tüm akrabaları ziyaret edersin. hal hatır sorup mutlu etmek insanları bedava ne dersin? bizi biz yapan inançlarımız, geleneklerimiz ve bayramlarımızdır. hatırladıklarımız, hatrında kaldıklarımızdır. insanların hatrında yer edebilmek ne güzeldir. nerde o eski bayramlar diyerek özlemle geçmişe bakarken kaç bayram geçti gözlerimizin önünden. burda işte o eski bayramlar. bir arada olduğumuz, ziyaretlerde koyu sohbete dalıp bir çay daha koyduğumuz, sevdiğimiz ve sevildiğimiz, anılarla geçmişe gittiğimiz, daha çok gelin diye davet aldığımız hatırladıkça hatırlandığımız... haydi sevgili blog...

kendi evimde deplasmandayım

Resim
insan ya ağlar, ya öfkelenir, ya çay sigara ya da blog yazısı yazar sevgili dostlarım. elbette benim tercihim hep yazmaktan yana olmuştur.  bugünü bu satırlara sakladım.  öncelikle herkesin derdine sonsuz saygı duyuyor hepimize sağlık, selamet ve huşu diliyorum.  derdimin dermanı bilmem nerdedir bunun bana hediyeleri nelerdir diyorum ve şarkımı açıyor yazmaya başlıyorum. bugün 3 cüz, sayısız fetih, iftah lena hayral bab, sakin ol gerilme, akışa bırak... bıraktım da en son neyi nereye bıraktım hiç bilmiyorum sevgili dostlarım  çünkü: bugün bir şarkı olsaydı, bu şarkı bir gün olsaydı, şeyma uslanmamış ve 2 sene öncesi olsaydı, gözümün önünden eğitimler ve 5 aylık terbiyem geçerken, kahvaltıda biber ve maydanoz dengeye gelmek için ve 27 yaş döngüsünün sakinliğe büründüğü, 28 yaşımın en sevdiğim zamanlarındayken  kendi evimde  deplasmandayım bu çok acı bir şey  bilmem nasıl anlatayım lay lay lay işte tam o anda ustanın gözlerinin içine mutfak dolaplarını v...