Protestan Ahlakı Ve Kapitalizmin Ruhu Üzerine İncelemeler
Kitaba dair birkaç söz söylemek gerekirse Max Weber’in ilk kez 1905 yılında yayımladığı eser belirli bir düşünce ve bilgi birikimi üzerine okunarak anlaşılır nitelikte. Çalışmam da okuduğum kitabın çevirmeninin yazım ve imla hataları anlamayı ve okumayı güçleştiriyordu. Weber’in bu kitapta genel olarak çizmek istediği izlenim dinsel faktörlerin kapitalizm üzerindeki etkilerini anlamak üzerinedir. Genel çerçeveden bakıldığında yazar kapitalizmin temelinin Protestan ahlakı ile oluşturulduğuna değinmiş ve Protestanlıktaki temel disiplinlerin, ahlak ve meslek anlayışının kapitalizme olanak sağladığını konu edinmiştir. Bu sebeplerden sonra kitabın içeriğine dair incelemeleri kitabın alt başlıkları ile açıklayacağım.
I. BÖLÜM
SORUN
1.MEZHEPLER VE SOSYAL TABAKALAŞMA
Weber Protestan halkı, sermaye sahibi ve işverenler, işçi sınıfının eğitim görmüş yüksek tabakası, çağdaş işkollarında yüksek düzeyde teknik ya da ticari eğitim görmüş personel olarak tanımlar. Daha sonra Katolik ve Protestanlık ayrımına değinmiştir. Katolikler fabrikalarda zanaatlarını koruyarak, geleneksele sahip çıkarak usta olurken Protestanlar eski eğitimlerinden vazgeçerek yönetici kadrolarına aday olmuşlardır.
Bu doğrultuda ‘’ülkenin dini havası ve aile çevresinin yönlendirdiği eğitim ile kazanılan ruhsal özellikler kişinin meslek seçimini ve daha sonraki mesleki kariyerini etkilemektedir.’’
2. KAPİTALİZMİN RUHU
Kitabın bu bölümünde Weber Benjamin Franklin’den alıntı yapar. Yazının içeriği Franklin’in tasarruf, zaman, çalışkanlık ve ölçülük, borçlara sadık olmak konularındaki ahlaki yaklaşımlarıdır. Franklin burada insana gelir ve giderlerini hesaplaması gerektiğini, borcunu zamanında ödemesini ve parasını tasarruflu kullanmasını öğütler. Burada bahsedilenler kapitalizmin ruhu ile de ilişkilidir. Franklin’in bu ahlaki yaklaşımlarından sonra Weber kapitalizmi de özel bir ahlak olarak tanımlamıştır.
Kapitalist ruh gelişim sürecinde kendini düşman güçlerden oluşan bir dünyada zor bir savaşım vererek kabul ettirmiştir. İtalya ya da Almanya’daki işçilerin bilinç eksikliği kapitalizmin gelişmesine engel olmuştur. Ahlak kurallarına bağlı gelişim gösteren kapitalist ruha en büyük engel ise gelenekçi olma adı altındaki tutum ve davranışlardır..
Konuyu işçiler üzerinden örneklendiren Weber çalışma fiyatlarının değişmesi ile üretimin artması beklenirken bunun gerçekleşmediğini söylemektedir. İncil’deki ‘’ona yeter’’ anlayışı üzerine işçiler daha çok çalışıp kazanmak yerine daha az çalışıp aynı parayı almayı tercih etmişlerdir. İnsanların bu gelenekçi anlayışa bağlı kalması ve bunun dışına çıkmaması kapitalizm karşısındaki engellere de açıklık getirir. Daha sonra bu ‘’eski kafalı’’ işçileri ücretleri düşürülerek eski kazançlarına ulaşabilmeleri için daha çok çalışmaya zorlamışlardır.
Sonuç olarak geleneklerin insanları yönlendirmesinde dini eğitimin etkisini büyüktür.
3.LUTHER’İN MESLEK KAVRAMI
Araştırmanın Amacı
Luther meslek kavramını Tanrı tarafından verilen bir ödev olarak tanımlar. Dünyevi ödevin yerine getirilmesi Tanrıyı hoşnut kılan tek yaşam biçimidir. Onaylanmış her meslekte Tanrı katında aynı değere sahiptir. Keşişçe yaşam biçimi ise Luther’e göre bencil ve dünyevi ödevlerinden kendini sıyıran bir sevgisizliğin ürünüdür. Luther için bireyler Tanırının onları bir kez yerleştirdiği meslekte ve yerlerinde kalmalıdırlar. Luther meslek kavramının geleneksellik içerisinde kaldığını düşünmektedir..
II. BÖLÜM
ASKETİK PROTESTANLIĞIN MESLEK AHLAKI
1. DÜNYEVİ ASKETİZMİN DİNİ TEMELLERİ
Asketizm dinde ruhun kurtuluşunu dünya nimetlerinden uzaklaşmakta arayan kendini ruhani amaçlara adayan bir görüştür.
Weber, Asketik Protestanlığın dört tarihi taşıyıcısı olduğunu söylemiştir. Bu taşıyıcıları Kalvinizm, Pietizm, Methodizm ve Baptist olarak sıralayabiliriz. Öncelikle Kalvinizm ile başlayalım.
Kalvinizm, gelenekçi din anlayış yerine Hristiyanlığın özüne göre yaşamayı savunan bir mezheptir. Kapitalizmin en fazla savaş verdiği Hollanda, İngiltere, Fransa gibi kültür düzeyleri yüksek ülkelerde öncelikli olarak karşımıza çıkan inanç Kalvinizm’dir. Kalvinizm’e göre dünya Tanrıya hizmet etmek için yaratılmıştır. Görüş, meslek kavramanı dinsellik ile açıklar. Onlara göre kişi Tanrı’nın şanını arttırıcı işlerle meşgul olmalıdır. Kalvinizm’in temel amacı toplumsal etkinliği ve Tanrının şanını arttırmaktır. Kişi seçilmişlik durumunu güvenceye alabilmek için meslek uğraşısına yönelmelidir.
Asketik eğilimin diğer bir çıkış noktası ise Pietizm’dir. Onlar dinin duygu yanını daha çok vurgulamışlardır. Kişisel ahlak ve duyguyu dindarlığın temel öğretisi sayan söyleme sahiptirler. Kişisel imana ağırlık vermişlerdir.
Methodizm azla yetinilmesini, sisteme karşı çıkılmamasını ve bunların yapılmasının kişiyi kurtuluşa erdireceği görüşünü benimsemişlerdir. Meslek kavramının gelişmesinde katkısı olmamıştır.
Baptist ise vaftiz yoluyla arınma temelli bir mezheptir. Görüşleri diğerleri ile farklılık göstermemektedir.
Genel olarak bu dört tarihi gelişim birbirlerini tamamlayıcı niteliktedir.
2. ASKETİZM VE KAPİTALİST RUH
Asketizm dünya mallarının elde edilmesi peşindeki her çabayı katı bir biçimde yargılamıştır. Mülkiyetin sağladığı rahatlık, zenginlik, tembellikten uzak durulmalıdır. Tanrının şanını arttırmak için boş zaman ve zevklerden vazgeçip sadece çalışma ile ona hizmet edilmelidir. Zamanı boşa harcama en ağır günahtır. Toplumsal yaşamda boş konuşma, lüks, fazla uyku ahlaki açıdan iyi karşılanmaz. Kaybedilen her saat Tanrının şanını arttırma hizmetindeki çalışmalarda kayıp olarak görülür. Weber’in de bu görüş için söylediği gibi ‘’mesleklerinde tembel olanlar zamanı geldiğinde Tanrıya ayıracak zamanı olmayanlardır.’’ Aziz Paulus’un da dediği gibi ‘’Çalışmayan yememelidir.’’
Luthercilikte de olduğu gibi Asketizmde de meslek insanın kendisini geliştirmesi için bir araç değil yalnızca Tanrının bireylere kendi şerefi için çalışmak üzere verdiği bir buyruktur. Kişi mesleğinin peşinden giderse bu onun kutsanmışlığının bir ispatıdır.
Zenginlik üzerine düşünceleri ise insanın zengin olmak için değil Tanrı için çalışması görüşünden açıkça anlaşılmaktadır. Zenginliğe sadece mesleki görevin yerine getirilmesinden gelen zenginlik söz konusu olduğunda izin verilir. Hatta bu Tanrının buyruğu olarak görülür. Fakir olmayı istemekte hasta olmayı istemek ile aynı görülüp Tanrının şerefine zarar verildiği düşünülür.
Protestanlar dinlerinin öğretilerine uyarak kazandıklarını israf etmediler, çok çalıştılar, bedensel zevklerini yadırgadılar ve yatırım yaptılar. Sonuç olarak ekonomik bir düzen yarattılar. Bu ekonomik düzeninin getirisi de kapitalizm ve onun ruhu olmuştur.
Kurtuluş, B. (2005). İş Ahlakı: Geçmişte Ve Günümüzde
Torun, İ. (2002). Kapitalizmin Zorunlu Şartı ‘’Protestan Ahlak’’. Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2, 89-98.
Akalın, K. (2012). Max Weber’in Yorumunda Meslek Ahlakı Olarak Dünyevi Asketizm. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2, 11-32.
Kılıçbay, Mehmet Ali. (2006, 26 Şubat). Kapitalizmin Ruhu, http://www.sabah.com.tr/
Akyol, Taha. (1998, 14 Haziran). Max Weber’e Saygı, http://www.milliyet.com.tr/
Weber, M. (2011). Protestan Ahlakı Ve Kapitalizmin Ruhu, (H. İlhan, Çev. ) İstanbul: Sayfa
Yorumlar
Yorum Gönder