Öğrenci Numarası Olmadan Üniversiteden Mezun Olan Annem
17 yıllık eğitim öğretim hayatım boyunca bana destek olan birçok insan oldu. Mutlu günlerimde mutluluğumu, zor günlerimde zorluğu, kimi zaman başarıyı kimi zaman başarısızlığı paylaştılar benimle. Onlar bana inandıkları için bugün kendime dair daha çok inancım var. Bu ve bundan sonraki birkaç blog yazımda yanımda olan insanlara 17. seneme özel bir teşekkür yazısı yazmak istiyorum. Buralarda olmamın verdiği mutlulukla yetindiklerini söyleseler bile onlar her zaman daha fazlasını hak ediyorlar.
Her şeyden ve herkesten önce anneme teşekkür etmek istiyorum. İlkokul anılarımın başrolü olan annem her şeyin başlangıcında en yanımda olan kişiydi.
Hayatım duygusal ölçüsüzlüğüm sebebiyle hep annemin yanında olmak istememle geçti. Küçükken kutupların erimesine öyle çok üzülürdüm ki kimi zaman küçücük buzul kütlelerinin üzerine sığmayı çalışan kutup ayılarını düşünür içlenirdim. Kimi zaman Afrika'da susuzluk ve açlık ile savaşan çocukları. Çünkü Köyden Gelen Kız ilk kitabımdı. Ve okuma yazma bilmiyordum. Ancak okuyabiliyordum. Kutuplardaki krizi nereden öğrendiğimi de henüz kimse bilmiyor. Sokağımızda çocukları kaçıran bir adam vardı. Bir gün bakkala giderken onu sokağın köşesinde görmüştüm ve korkarak eve gelmiştim. Annem mutfağımızda bana yemek yedirirken bunu ona anlatmıştım. Oysa ne böyle bir çocuk kaçıran adam vardı ne de onu sokağın başında görmüştüm. Hayal gücüm dolayısıyla düşüncelerimi hep yaşanmış kabul ederdim. Hala o adamı orada gördüğüme inanıyorum. Nereye baksam bir kötülük görüyordum adeta bir felaket çemberinin içindeydim. Okuma yazma bilmeyen ve televizyon seyretmeyen bir çocuk bu kadar emperyal kötülüğü nasıl öğrenir bende bilmiyorum. Ama kabul edelim biraz erken entelektüeldim. O yüzden annem daima yanımda olmalıydı. Annem beni bırakırsa dünyadaki kötülüklerle savaşamazdım. O benim en güvendiğim arkadaşımdı en yakınımdı.
Ama annem bunların hiçbirini bilmedi. Anlatmadım da sonuçta başının derde girmesini istemezdim. O yalnızca yanından ayrılmak istemeyen bir çocuk olarak görüyordu beni. Böyle yaparak onun hayatını zora soktuğumu anlayabiliyordum ama başka bir çarem yok gibiydi. Küçüklük yaşlarım hep böyle geçti. Dünyada özgürlük sınırlarım annemle göz hizam içerisindeydi. Ötesine bende o da geçemezdik. İlkokul anılarımdan bahsetmiştim ortaokula geçene kadar da o günlerden farklı bir şeyler yaşamadık. Sonra yaşamadığım şeylerin düşüncelerim olarak kalması gerektiğinin bilincine vardım. Okuma yazma bilmek entelektüel yanımı güçlendirmişti. Olan bitenden daha temkinli ve ciddi ve kesin haberim oluyordu. Annemle aramızda artık daha dengeli bir duygusal ilişki vardı.
Annem bizim hem eğitimimizi ilerletmek hem de sosyal yanımızı geliştirmemiz için hep çabaladı. Seminerlere, tiyatrolara götürdü ablamla bizi. Utangaç ve içine kapanık biriyken bugün günde 50.000 kelime konuşuyorsam bu annem sayesindedir. Kendisi de hala iyi mi kötü mü bir şey yaptığına karar verebilmiş değil. İlk okul kitabımı Üsküdar'daki Kaknüs'ten almış annem. Bugün bu kadar çok kitap okuyan bir kızı varsa yine onun sayesindedir. Bilinçli bir televizyon izleyicisiydi annem o yüzden hiç izlemezdi. Kafamızın içini reklamlarla, Sihirli Annem ile doldurmadı hiçbir zaman. Bilgisayarda çizgi film izlerdik görsel olarak gelişen hayal gücümüzde bundandır muhakkak. En çokta radyo dinlerdik. İleri görüşlü annem bir gün radyo da çocuk programlarının kalmayacağını nasıl öngörmüş ise her cumartesi sabah erkenden uyandırır radyonun başına geçerirdi bizi. Bizde telefonla yayına bağlanır -ablamın bu kısma müdahale etmesine izin vermiyorum- Seval abla ile sohbet ederdik. Hatta annemin iletişimi o kadar iyiydi ki radyoya gidip Seval abla ile birebir tanışmıştık.
Annemin desteği hep böyle devam etti. Bizi yalnızca büyütmedi aynı zamanda yetiştirdi, öğretti. Kremşantiden pasta yapılmayacağını kimi zaman acı gerçeklerle, evdeki polar battaniyeleri yelek olarak kesmememiz gerektiğini deneyimleyerek öğrendik.
Sınavlarımıza dua etti, çalıştıklarımızın kalıcı olması için bol bol ceviz yedirdi, bebekliğimizden eğitim öğretim aşkımızı hissederek tahin pekmezle büyüttü bizi. Ve bu günlere getirdi...
İlkokul yıllarıma kadar ki halim onu çok zorlasa da, ağlak diye anılan, kuzeninin nişan fotoğrafında damadın kucağında fotoğrafın en dikkat çeken noktasında ağzını açarak ağlamaktan kusacak bir hale gelen ve bundan 70 nüsha ile tüm akrabaların albümünde yer alan bir kızı olsa da 23 yıl sonra bugün cüzdanında hala o küçük kızın yazdığı şiiri saklıyor. Annemi o gün ki gibi, öncesi gibi ve bugün ki gibi herkesin sevgisinden daha çok seviyorum.
Bana öğrettiği her şey için, beni desteklediği için, bana kazandırdığı tüm güzellikler için, bugün böyle bir insan olduğum için ve bundan sonrası için ona çok teşekkür ederim.
Ve evet anne üniversiteden mezun oluyoruz, bunu birlikte başardık!
Sayın yolcularımız yolculuğumuzun ilk aktarmasını yapmak üzereyiz. Bundan sonraki aktarmamıza kadar 2 yıllık bir yüksek uçuşumuz olacaktır. İyi uçuşlar dilerim.
Her şeyden ve herkesten önce anneme teşekkür etmek istiyorum. İlkokul anılarımın başrolü olan annem her şeyin başlangıcında en yanımda olan kişiydi.
Hayatım duygusal ölçüsüzlüğüm sebebiyle hep annemin yanında olmak istememle geçti. Küçükken kutupların erimesine öyle çok üzülürdüm ki kimi zaman küçücük buzul kütlelerinin üzerine sığmayı çalışan kutup ayılarını düşünür içlenirdim. Kimi zaman Afrika'da susuzluk ve açlık ile savaşan çocukları. Çünkü Köyden Gelen Kız ilk kitabımdı. Ve okuma yazma bilmiyordum. Ancak okuyabiliyordum. Kutuplardaki krizi nereden öğrendiğimi de henüz kimse bilmiyor. Sokağımızda çocukları kaçıran bir adam vardı. Bir gün bakkala giderken onu sokağın köşesinde görmüştüm ve korkarak eve gelmiştim. Annem mutfağımızda bana yemek yedirirken bunu ona anlatmıştım. Oysa ne böyle bir çocuk kaçıran adam vardı ne de onu sokağın başında görmüştüm. Hayal gücüm dolayısıyla düşüncelerimi hep yaşanmış kabul ederdim. Hala o adamı orada gördüğüme inanıyorum. Nereye baksam bir kötülük görüyordum adeta bir felaket çemberinin içindeydim. Okuma yazma bilmeyen ve televizyon seyretmeyen bir çocuk bu kadar emperyal kötülüğü nasıl öğrenir bende bilmiyorum. Ama kabul edelim biraz erken entelektüeldim. O yüzden annem daima yanımda olmalıydı. Annem beni bırakırsa dünyadaki kötülüklerle savaşamazdım. O benim en güvendiğim arkadaşımdı en yakınımdı.
Ama annem bunların hiçbirini bilmedi. Anlatmadım da sonuçta başının derde girmesini istemezdim. O yalnızca yanından ayrılmak istemeyen bir çocuk olarak görüyordu beni. Böyle yaparak onun hayatını zora soktuğumu anlayabiliyordum ama başka bir çarem yok gibiydi. Küçüklük yaşlarım hep böyle geçti. Dünyada özgürlük sınırlarım annemle göz hizam içerisindeydi. Ötesine bende o da geçemezdik. İlkokul anılarımdan bahsetmiştim ortaokula geçene kadar da o günlerden farklı bir şeyler yaşamadık. Sonra yaşamadığım şeylerin düşüncelerim olarak kalması gerektiğinin bilincine vardım. Okuma yazma bilmek entelektüel yanımı güçlendirmişti. Olan bitenden daha temkinli ve ciddi ve kesin haberim oluyordu. Annemle aramızda artık daha dengeli bir duygusal ilişki vardı.
Annem bizim hem eğitimimizi ilerletmek hem de sosyal yanımızı geliştirmemiz için hep çabaladı. Seminerlere, tiyatrolara götürdü ablamla bizi. Utangaç ve içine kapanık biriyken bugün günde 50.000 kelime konuşuyorsam bu annem sayesindedir. Kendisi de hala iyi mi kötü mü bir şey yaptığına karar verebilmiş değil. İlk okul kitabımı Üsküdar'daki Kaknüs'ten almış annem. Bugün bu kadar çok kitap okuyan bir kızı varsa yine onun sayesindedir. Bilinçli bir televizyon izleyicisiydi annem o yüzden hiç izlemezdi. Kafamızın içini reklamlarla, Sihirli Annem ile doldurmadı hiçbir zaman. Bilgisayarda çizgi film izlerdik görsel olarak gelişen hayal gücümüzde bundandır muhakkak. En çokta radyo dinlerdik. İleri görüşlü annem bir gün radyo da çocuk programlarının kalmayacağını nasıl öngörmüş ise her cumartesi sabah erkenden uyandırır radyonun başına geçerirdi bizi. Bizde telefonla yayına bağlanır -ablamın bu kısma müdahale etmesine izin vermiyorum- Seval abla ile sohbet ederdik. Hatta annemin iletişimi o kadar iyiydi ki radyoya gidip Seval abla ile birebir tanışmıştık.
Annemin desteği hep böyle devam etti. Bizi yalnızca büyütmedi aynı zamanda yetiştirdi, öğretti. Kremşantiden pasta yapılmayacağını kimi zaman acı gerçeklerle, evdeki polar battaniyeleri yelek olarak kesmememiz gerektiğini deneyimleyerek öğrendik.
Sınavlarımıza dua etti, çalıştıklarımızın kalıcı olması için bol bol ceviz yedirdi, bebekliğimizden eğitim öğretim aşkımızı hissederek tahin pekmezle büyüttü bizi. Ve bu günlere getirdi...
Bana öğrettiği her şey için, beni desteklediği için, bana kazandırdığı tüm güzellikler için, bugün böyle bir insan olduğum için ve bundan sonrası için ona çok teşekkür ederim.
Ve evet anne üniversiteden mezun oluyoruz, bunu birlikte başardık!
Sayın yolcularımız yolculuğumuzun ilk aktarmasını yapmak üzereyiz. Bundan sonraki aktarmamıza kadar 2 yıllık bir yüksek uçuşumuz olacaktır. İyi uçuşlar dilerim.
Yorumlar
Yorum Gönder