O Zaman Buyrun Ailece Okuyoruz

Kimsenin bir blog okuyacak kadar vaktinin olmadığı şu kıymetli zamanlarda eğer ki bu yazıyı okuyorsanız çok teşekkür ederim. Diğerlerinin aksine nasılda vaktinizi buraya ayırdınız biraz şaşkınım. Meseleye direkt dahil olmanız için lafı uzatmadan başlayayım.
Okumuyoruz.
Okusakta anlamıyoruz.
Anlayacağımız şekilde okumuyoruz.
Okuyarak okumayı, okumayarak ise anlamayı unuttuk.
Öncelikle içerisinde zamansal ve mekansal bir kurgu olmayan, vakti zamanı kuramsal değil yeteneksizlikten içerisinde barındırmayan, kitapçıların vitrinlerinde satılmaya mahkum, içi boş ve dil bilgisi zayıf, son okuması yazar tarafından bile yapılmamış, yazarı değil yalnızca yazanı olan kitapları okuyanları bir adım öne davet ediyorum. Ve soruyorum. Gerçekten neden?
Neden size hiçbir katkısı olmayan, postmodern anlamda yalnızca size okuyor-muş gibi hissettiren, söylemsel aktarımlarınızı olumsuz etkileyen, sizi düşünmeye teşvik etmeyen, hayal gücünüzün sınırlarını boyayan bu kitapları ve oldukça pahalı oldukları halde neden okuyorsunuz?
Bu noktada anlaşalım. Onlar kitap değil, yazanı yazar değil, okuyanlar ise okuyucu değil. Emin olun ki bu kitaplar yerine bir ürün etiketini okumak size daha çok yarar sağlayacaktır.
Ve şimdi gelelim hiç kitap okumayanlara. Bu insanlar ikiye ayrılıyor. Bir grup başlayıp bırakıp kitaba bir türlü adapte olamadıklarını iddia ederken diğer bir grupsa kitap okumanın gerekliliğine inanmıyor. Evet yalnızca gerekliliğine inanmıyor çünkü daha fazlasını ifade edebilecek kadar okuma yapmamış. Bir kitaba başlayıp bırakıyorsanız öncelikle başlamak için doğru kitabı bulamamışsınızdır. Bunun için birinden tavsiye alabilir ya da herkesin okuduğu -kesinlikle vitrindeki kitaplardan bahsetmiyorum- kitaplardan başlayabilirsiniz. Okumak bir alışkanlık değil bir kültürdür. Kültür ise bir aktarım sonucu edinimdir. Okuma kültürünüzü kültürel sermayeniz dolayısıyla oluşturamıyorsanız sizden kültürel sermayenizi devralacak kişiler için mümkünse biraz çaba harcayın.
Yine bir akademici soral tarihselliği ile meseleye bakacak olursak kitap okumaya okumayı öğrenmeden başladım ben. Köyden Gelen Kız'ı önce okudum, sonra anladım, sonra okumayı öğrendim ve tekrar anladım. Sonrasında sınıf kütüphanesindeki kitapları okumaya başladım. Sonra evimizde bir kütüphane oluşturmaya başladık. Ve şimdi gerçekten amacına uygun bir kütüphanemiz var. İçerisinde kitap olan ve okunan bir kütüphane.
Demem o ki kendinize bir kütüphane oluşturun. Televizyonlarınıza ayırdığınız ünitelerden daha büyük kütüphaneleriniz olsun. Anlamasınız da okuyun, anlamasanız da evde dursun.
Farklı meslek gruplarından 4 kişilik bir ailem var. Yaş aralığımız içerisinde oldukça farklı olayları, anıları ve dönemleri barındırıyor. Ancak hepimizin ortak noktası kitap okumak. Şimdi Aile dergisinin son sayfa teşvikiyle birlikte kitap okumaya yeniden başladık. Bu yazıyı yazmamın da asıl sebebi aslında bu. Belki bu zamana kadar içinizde ailecek kitap okumaya ya da bireysel olarak okuma yapmaya dair bir isteğiniz vardı.
Buyurun okumaya başlayabilirsiniz o zaman. Süreklilik varsa verimlilikte vardır. Eleştirsem de, kızsam da herkesin yeniden bir kitap okuma başlangıcına ihtiyacı vardır. Yalnız sizlerden bir ricam lütfen iyi kitaplar okuyun. İyi kitabın ne demek olduğunu bir tavsiye ile ya da kitabın son sayfasını bitirince anlayabilirsiniz. Ama iyi kitaplar okuyun.
Televizyonlarınızı kapatın. Bırakın dizinin bu haftaki bölümü kaçsın. Telefonlarınızı kendinizden biraz uzağa koyun. Merak etmeyin arayan olsa duyarsınız. Okumaya sabrınız olsun, birileri sizden okumayı öğrensin.
Okudukça anlamaya, yenilenmeye gerçekten okumaya başlayacaksınız. Kendinize bir liste hazırlayın ve bir söz verin. Toplu taşıma araçlarında, bir yerde beklerken okuyun. Yanınızda hep bir kitabınız olsun.
Okumaya isteğiniz, merakınız olsun. Yoksa da şimdiye kadar bundan sonra olsun.
Sayın yolcularımız uçuş sırasında teknolojik cihazlarınızı lütfen tamamen kapatın. Koltuklarınızın kenarından sizler için seçilmiş kitapları okumanızı tavsiye eder ve iyi uçuşlar dileriz!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

annem gül'dü çiçekler girdi gönlüne'

kendi evimde deplasmandayım

hüznün ertesi