Sahiden Büyüyünce Ne Olacağız?

Büyümek eyleminin işlevselliğinin başlangıcını üniversite mezuniyetimle özdeşleştirdiğim bugünlerde en çok bu soruyu soruyorum kendime. Ve şuan hep birlikte bu yazının içerisindeysek sorunun cevabını hala bulabilmiş değilim demektir.
Küçüklüğümde sorulmaya başlanan bu sorulara ciddi olduğuma inanmak istemeyerek ve hayal dünyamın genişliğine sığınarak birçok cevap vermişim. Okul numaramın 110 olması sebebiyle yıllarca arkadaşlarım tarafından sınıfın itfaiyecisi ilan edilmişliğim de vardır. Sonrasında okul numaralarımı karşılayan meslekler bulamayınca kendim bir şeyler düşünmeye karar verdim. Etrafımdaki meslekleri taklit etme isteğimle birlikte ilkokulda ticarete atıldım. Babamın ticaretle uğraşması sebebiyle geleneksel bir ticari zekam ve kendi çabalarımla geliştirdiğim el becerim vardı. Bu nedenle boncuklardan takı yapıp onları satmaya başladım. Harçlığımı çıkaracağım kadar bir gelire sahip olduğumda tam işleri büyütmek hayalleri kurarken öğretmenim tarafından dükkanıma el konuldu. Boncuk işi yatınca başka meslek arayışlarına girdim. Şiir yazıp satma işine girmemden kısa bir süre sonra ilk sattığım şiirin parasının başına gelen bazı badireler sonucu bu işimde kendiliğinden sonlandı. Mesleğin detaylarını açıklamam gerekirse istek üzerine birtakım şairler tarafından yazılmış şiirleri çizgili kağıda yazıp satıyordum. Şimdiden o zamanlara bakınca küçük bir girişimci olduğumda yadsınamaz bir gerçek imiş. Okulda ticaret yapmak imkansızlaşmaya başlayınca yanıma birkaç ortak alıp -onlarda beni yanlarına almış olabilirler- mahallede kermes yapmaya başladık. Telefon kutularının önünden topladığımız kablolardan yaptığımız bileklikler, evden tuttuğumuzu getirdiğimiz şeyler, kimi zaman farklı başka şeylerden kurduğumuz tezgahımızın hasılatı 35 kuruştan öte gitmedi. Saray caddesinde kurduğumuz seyyar satıcılık işi de böylelikle son buldu. Çabalıyordum ancak tutunamıyordum.
Ve hala çevremdekiler tarafından ısrarla sorulan bir soru vardı: Büyüyünce ne olacaksın?
Diyemedim ki sayın abiler ablalar bırakın büyümeyi küçükken de bir şey olamıyorum ki.
Sonraki zamanlarda ve şimdi de babamla aramızda ticari bir ortaklık kurduk. Para biriktirmek ticareti. Meslek olarak kendime tutumlu olmayı seçmiştim. Babamdan aldığım harçlıkları harcamayarak biriktiriyordum böylelikle arttırdığım paralarla kendimce bir kazanç elde ediyordum.
Lise yıllarımda birkaç küçük iş ile uğraştım. Sonraki yıllarda da ablamla birkaç küçük girişimimiz oldu. Üniversitede bir süre internette makale yazdım.
Ve artık mezun oluyorum.
Mezun olduğum bölümlerin isimlerinin mesleki hallerini söylemem gerekirse bir iletişim bilimci ve sosyolog olmam gerekiyor aslında. Ama ben hala büyüyünce ne olacağımı bilmiyorum. Akademisyen mi olmak istiyorum gerçekten yoksa öğretmen mi olmak? Memur olup mu devam etmek istiyorum hayatıma yoksa ne yapmak? Hiçbir fikrim yok diyebilirim. Belkide tekrardan boncuk satmaya başlamalıyım en başına dönerek her şeyin.
Kafam çok karışık olsada bana fikir verecek ve destek olacak insanlar olduğunu da biliyorum.
Kısa sürede bir cevabım olması için çalışmalara başlayacağım.
Gerçekten ne olmak ve ne yapmak istediğimi bilmem ve bulmam dileğiyle...
Sayın yolcularımız uçağımız süresiz olarak rötar yapmıştır. Sizde elinizi başınıza koyup bir düşünün bakalım. Bir düşünce yolcuğuna...
İyi yolculuklar! 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

annem gül'dü çiçekler girdi gönlüne'

kendi evimde deplasmandayım

hüznün ertesi