Ev İşleri Mi Daha Nankör Yoksa Kediler Mi?

Öncelikle bir yazı yolculuğuna çıkmadan önce iki şeyi açıklamak istiyorum. Bunlardan birincisi "yahu akademici soral nereden çıktı şimdi temizlik işi" diye soracak olanlara seslenişimdir. Sizleri ilk yazıma yönlendiriyorum. İkincisi az sonra okuyacaklarına "yok artık canım", "yine abartmış bak sen şuna" diyecek olanlara gelsin. Haziran ayının ortalarından beri evi ablamla çekip çevirirken son 16 gündür kendi başıma çekip çevirmeye çalışıyorum. İzin verin bir konuşayım.
Annelerin sildiğim yerlere basma uyarısı, misafir odasına girilmez yasağı, aldığını aldık yere koy söyleminin önemini şimdilerde daha iyi anlıyorum. Toparlı ve düzenli olarak yaşamak güzeldi fakat toparlamak ve düzenlemek kısmı epey yorucu. Modern insanın duygusal yönüne ve ailenin toplumsal değişimine atıfta bulunmak için eleştirdiğimiz stüdyo dairelere ve içinde yaşayanlara selam olsun! İnanın hayatı sizler yaşıyorsunuz. Vitrinli evlerde yaşayan 3+1'ciler sizlere de selam olsun! İnanın sizlerin yaşadığı çileden başka bir şey değil.
Ev işi sahiden nankör sayın okur. Bir ev hanımı sıradan bir insan değildir ki zaten istese de olamaz. O temel meteoroloji bilgisine sahiptir ki camları silip üstüne yağmur yağmasın. O temel fizik bilgisine sahiptir ki bulaşıkları makineye en nizami şekilde yerleştirsin. O temel kimya bilgisine sahiptir ki yağların çıkması için en iyi çözeltiyi hazırlasın. Beden eğitimi deseniz her dakika, her an. Biyoloji deseniz tercihe göre çiçek bakımının getirisi olan birtakım konulara hakimiyetleri de mevcut.
Bir ev hanımı yürüyen ajanda, hatırlatıcı hatta zamanlayıcıdır. Bir ev hanımı çözüm merkezi, kriz yönetimi konusunda ihtisas sahibi mercidir. Bir ev hanımı aynı zamanda ekonomisyen hatta yatırımcıdır.
Bunları bu yaşıma kadar gözlemleyip bu günlerde deneyimliyorum. Bence iyi de idare ediyorum. Her ne kadar balıkçının yanında tavuk kalamarımla kazara övünsem de bir şekilde yaşayıp gidiyorum.
Velhasıl ev işi nankör ya da çok ilgi istiyor. Modern bir hastalık olarak uydurulmuş Pazartesi sendromu diye mızırdananlar bir de pazartesi temizliği yapsınlar bakalım neler oluyor? Ki ev hanımlığı bireysel değil kolektiftir. Çünkü apartmanın en üst katından en alt katına doğru adete bir mantık sorusu gibi silkelenen halılar, nevresimler saat 12 olunca balkonların yıkanıp çamaşırların asılması ile bir Pazartesi de son bulur.
Demem o ki annelerinize kocaman sarılın. Ablası olanlar artık kaytarmaca yapmayıp bir işin ucundan tutmaya başlasınlar. Birbirinize yardımcı olun inanın o zaman daha eğlenceli oluyor. Mesela ben çamaşırları katlarken babam yerleştiriyor. Mesela babam 52 yaşında ve 8'de işten geliyor. Ama bir rica bir küçük gülümseme her kapıyı açıyor :) 52 yaşında olmadığınızı biliyorum. Ev işi annelerin görevi diye düşünmeyin. Onlarda büyüyor sizin gibi haliyle yaş aldıkça daha çok yoruluyorlar. Evinizin düzenini bilemem ama ev işlerine yardım edin.
Sayın yolcularımız uçağımızdan inmeden önce el birliği olup yerleri süpürüp, masaların tozunu alıp, camları da silerseniz çok memnun kalırız. Hadi kolay gelsin! 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

annem gül'dü çiçekler girdi gönlüne'

kendi evimde deplasmandayım

hüznün ertesi