Sivas'a Nasıl Gidilir?


Sivas teknik olarak İç Anadolu bölgesinde ancak duygusal olarak kalbimizin baş köşesinde bulunan dedemin başkenti, ananemin kıymetlisi kimilerinin memleket bildiği maalesef ki yaşayanlarının değerini pek bilmediği güzide şehrimizdir. Sivas'ı güzel tanıtmak dedemden bir miras, bir rica, bir gerekliliktir. Açıkça söylemek gerekirse elbette Zaralıların abarttığı, Hafiklilerin övündüğü kadar bir şey yok. Suşehrinin vilayet olamayacağının bizde pek tabii farkındayız ancak gönlümüz o kurdeleyi kesmekten yana.
Bu yaz Sivas'a uzanan yolculuğumuz sırasında bir yolculuk yazısı yazmaya karar verdim. Hazırsanız buyurun Sivas'ın yollarına...
Sivas'a gitmek için önceden plan yapmak pek mümkün değildir. Yaklaşık 1000 km uzaklıkta olduğu için yola çıkmaya 2 gün önceden ani bir şekilde karar verilir. Karar anından sonra şoför bol bol uyutulur diğer yolcular ise azık ve bavul hazırlıklarına başlar. Yola çıkmadan bir gece öncesinde yakın akrabalarla oturulur ve Amasya yolu mu yoksa Ankara yolu mu daha iyi diye birtakım fikir paylaşımları ile rotaya karar verilir. Biz genellikle Amasya yolunu tercih ediyoruz ancak Ankara üzerinden giderek Yozgat'ı da görmenizi tavsiye ederim. Rotaya karar verildikten sonra uykular uyunur ve sabah namazına müteakip yollara düşülür. İstanbul gişelerinden çıkıldıktan sonra Kocaeli'ye doğru gökyüzünün aydınlanmasıyla birlikte sıralı uykular başlar. Sakarya'dan Düzce'ye oradan Bolu'ya derken uykular alınmış karınlar acıkmış olur. Şoför muavini yolculuk boyunca uyumaz ve şoföre kolonya servisi, önceden hazırlanmış küçük ikramlıklar ve elbette çay koyup sabit tutma görevleriyle yolcuğunu geçirir. Dörtdivan tesislerine gelindiğinde Amasya kararı bir kez daha gözden geçirilir ve yola devam edilir. Gerede açıklarından devam eden yolculuk yavaş yavaş güneşinde bastırmasıyla km tabelasında gözlerin Çerkeş'i araması başlar. Sivas yolculuğunda Çerkeş Çankırı'dan, Merzifon Amasya'dan, Reşadiye Tokat'tan daha önemlidir. Yol iller ile değil ilçeler ile aşılır. Yolculukta muhakkak eş, dost, akraba Çerkeş'i geçtiniz mi, Tosya'ya ne kadar kaldı gibi navigatör sorularla güncel konumu varış noktasına kadar takip eder. Ki böylelikle Aytaç Dinlenme Tesislerine gelinir ve moraller tazelenir. Sonrasında Tosya'da pirinç tarlalarına selam verilir, Kargı'dan geçilir ve Osmancık'a doğru fazla pirince maruz kalmaktan bulgur pilavına özlem duyulmaya başlanır. Böylelikle Kastamonu bitmiş demektir.
Sevgili okur, yolculuğun bundan sonrasını bir Tokatlılar bir de Sivaslılar bilir. Çünkü Amasya Gümüşhacıköy ile başlayan Inception'ın rakibi bir şehir hatta bir kara deliktir. Bir Sivaslı Amasyayı "bitmeyen şehir yapmışlar" sözleriyle anlatır. Merzifon, Suluova, Yuvacık hayır hala bitmedi. Yollar gidilir, uyunur uyanılır, türküler dinlenir, şakalar komiklikler ancak Amasya tüm bunlardan daha büyüktür. Bir Sivaslı için Karabük ikinci vatandır çünkü Amasya'dan kurtuluşun habercisidir onun için Çambükü. 12 saatlik yolculuğun herkes için en stresli kısmı Taşova'ya gelindiğinde yeniden nükseder çünkü evet o da Amasya'nın bir ilçesidir.
Mızırdanmalar ve kıpırdanmalar eşliğinde Erbaa'ya giriş yapılır ve Sivas'ın komşusunun yeşillikleri seyredilerek bir nebze içler rahatlatılır. Tanıdık köyden olanlar aranır, memleketlerinden selamlar taşınır. Reşadiye'den sonrası şafak sayar gibi geçmeye başlar. En sonunda Sivas sınırı tabelasıyla birlikte Selda Bağcan'dan Sivas'ın Yollarına türküsü çalınmaya başlanır. Tabelaların Koyulhisar Sivaslıların Koyluhisar dedikleri köyümüzü müjdeleyen ilçe bizi Suşheri'ne kadar idare etmesini bilir. Sonrası bu köyden sonra, şu dağın arkası diyerek Ortaköy, Sevindik ve Göllüce köyü tabelası ile sevinç nidalarına bırakır yerini. Yolcu da hancı da mutludur artık. Yolun tüm yorgunluğu köyün serin havası ve ananenin demlediği çay ile unutulur gider.
Havanur'un "hem sivaslı hem de bizim oralı" nağmeleri, Yurtseven Kardeşler'in Sivas Halayı, Mustafa Küçük ve niceleri... Sivas'a, Sivaslı dedeme, köy muhtarı Eyüp abiye ve Vesük'e selam olsun!
Sayın yolcularımız yolculuğumuz burada son ermiştir. Dilerseniz bundan sonrasına katırlarla devam edip güdülün bozuna giderek Sivas'ı panoromik olarak izleyebilirsiniz.
İyi seyirler!
Bir Sivaslı mani der ki;
“Ekin ekilen yere/ Sapı dökülen yere/ Bu can kurban olsun/ Sivas denilen yere”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

annem gül'dü çiçekler girdi gönlüne'

kendi evimde deplasmandayım

hüznün ertesi