ÇAP'ın ÇAP'ı Kaçtır?

ÇAP açılımı itibariyle Çift Anadal Programı anlamına gelen ancak yaşatacakları itibariyle sizi sürekli "gerçekten tüm bunlara değer mi" sorgulamasıyla baş başa bırakacak olan bir fırsat gibi gözükse de aslında bir işkence yöntemi olan sonu elbette mutlu ama yolu pek düşmeli kalkmalı bazen kalkamamalı bir eğitim seçeneğidir. Okulunu pek çok seven öğrenciler gerekli şartları sağlamaları halinde okul içerisindeki bir başka bölümü de okuyarak aynı anda 2 bölümden mezun olabilirler. İşte bende o öğrencilerden biri olarak 2016 yılında Sosyoloji'den ÇAP yapmaya başladım.
Başlangıçta İletişim Sosyolojisi alanından çalışmalar yapmak istemem Habermas ile çok iyi anlaşamadığımız için çokta uzun sürmedi. Sonrasında İletişim Sosyolojisi alanında çalışmalar yapan Eric Maigret ile yine ablam sayesinde tanışarak Medya ve İletişim Sosyolojisiyle ilgilenmeye başladım. Henüz yeni bir ÇAP öğrencisi olduğum için alanda kendime bir yer, anadalım ile bir alaka kurmaya çalışıyordum. Bilmiyordum ki ÇAP yapmak akademi dışı bir durumdur. Ki diplomamı almak çabalarım sırasında tamamen Park Sosyolojisi olarak kendimce oluşturduğum küçük bir toplumsal alanda çalışmalar yapıyordum.
Birkaç madde ile özetlemek gerekirse buyurun nedir ÇAP yapmak;
1- ÇAP yapmak ay sonunu nasıl getireceğini ince hesaplamalar yaparak denkleştirmeye çalışan biri gibi 15 AKTS ile ders almaya çalışmaktır.
2- Sene uzatmamak için dersleri karışık alıp zaman çizelgesinin dışında bir akademik bilgiye sahip olmaktır.
3- Çakışmak, çakışıyor, çakıştı türev fiilleriyle 3 sene geçirmektir. Aynı saat içerisinde 3 derse girmek zorunda olmak ve hasta ziyaretinin kısası makbuldür düsturuyla 20 dakika 20 dakika sınıfları dolanmaktır.
4- Vize haftasını 1 haftaya sıkıştırdıkları için günde 4 sınava girmektir.
5- Umutsuzlukla savaşmak, mücadele etmeyi öğrenmektir.
6- YANDAL öğrencisi olmadığını her defasında danışmanına anlatmak çabasıdır...
7- "-mış gibi yapmaktır"
8- Hiçbir şeyin kesin olmaması durumudur.
9- Zordur, meşakkatlidir, yorucudur.

Elbette tüm bunlar mezun olunca yerini tatlı bir yorgunluğa ve başarmış olmanın verdiği mutluluğa bırakır. Şimdi herkesin yüksek müsadesiyle; mezunum, mezunsun, mezun!
Sayın yolcularımız, Akademici Soral daha akademik günler için sizlere iyi uçuşlar diler!