Blog Sohbetleri III- Gezginci Ruhumuz Bir Gün Biterse...
Selamlar,
Taa uzak yollardan koştum geldim blog yazmaya. Kendimi Haliç'ten Anadolu yakasına atmış bulunmanın 4 günlük sevinciyle nasıl mutlu nasıl gururluyum. Leyleği havada görmenin yan etkileri devam ediyormuş gibi hissediyorum çünkü aylık akbilim de son 10 basım kaldı. İlim Çin'de, en ucuz süt Bim'de. Elbette reklam almadım ancak reklama, reklamcılığa, halkla ilişkilere dair çokça ders ve maalesef ödev aldım. Sevmedim, sevemedim bir türlü yatmadı aklıma. Sunumuma da bir itiraf ile başladım hadi çıksın hayıra.
Bir virüse yakalandım önce varlığımı sonra yokluğumu sorguladım. Kendimi zar zor toparladım geriye 70 yaş öksürüğü kaldı. Şurupların tadının güzel olması beni eczacılığa yeniden inandırdı. Şimdi de final haftasının eşiğindeyiz. İnsan büyüdükçe -23 yaşına gelmek bir nevi büyümektir dostlarım- final haftasından sıkılmaya ve gizlemeye başlıyor. Sanırım bu sefer kendimden de epey profesyonel gizledim ki çalışmayı unutmuşum. Bilimsel araştırma yöntemlerine dair kitap yazacak seviyeye gelmişken umarım bu son dersim olur.
Kasım nasıl geçti hiç anlamadım. Buralara gelip iki kelime yazı da yazamadım. Zaten hayatımın göçebe olduğu kadar arkadaşlarımda göçebe. Bir Ankara yolcumuz var -senelik- bakalım. Belki de bizim kısmetimiz de İstanbul'da doğmaktı. Şehir büyük olunca daha geniş alanlara savruluyoruz. Ve metropol de saat daha hızlı geçiyor. Ve trafik yüzünden gün bize 20 saat. Alt komşuya misafir geldiyse 15 saate kadar düşüyor bu süre.
Karın yağmasını dört gözle bekliyorum. Bazen iletişim okumak yerine meteorolojiye dair bilgilerimi mi geliştirmeliydim diyorum. Hala kararsızım. Medya ve iletişim alanında yüksek lisans yapıyorum ama insanların kolay anlaması için gazeteciliğe dair bölümler söylüyorum.
Geleceği hiç düşünmüyorum. Olacak olanlar nasıl yetişecek bilmiyorum. İtiraf etmem gerekirse elimden geleni de yapamıyorum. Umuyorum ki toparlanıp başak burcu günlerime geri döneceğim.
Sayın yolcularımız, uçuşlarımızdaki teknik aksaklıklar sebebiyle yaşanan sıkıntılar hayatın pek içinden meseleler olduğu için sizlerden anlayış bekliyoruz. Yorganımızı üstümüzden atıp güzel de bir kahvaltı yapıp kendimize gelirsek eski günlere dönebiliriz. Kahvaltı servisimiz başlamıştır!
Taa uzak yollardan koştum geldim blog yazmaya. Kendimi Haliç'ten Anadolu yakasına atmış bulunmanın 4 günlük sevinciyle nasıl mutlu nasıl gururluyum. Leyleği havada görmenin yan etkileri devam ediyormuş gibi hissediyorum çünkü aylık akbilim de son 10 basım kaldı. İlim Çin'de, en ucuz süt Bim'de. Elbette reklam almadım ancak reklama, reklamcılığa, halkla ilişkilere dair çokça ders ve maalesef ödev aldım. Sevmedim, sevemedim bir türlü yatmadı aklıma. Sunumuma da bir itiraf ile başladım hadi çıksın hayıra.
Bir virüse yakalandım önce varlığımı sonra yokluğumu sorguladım. Kendimi zar zor toparladım geriye 70 yaş öksürüğü kaldı. Şurupların tadının güzel olması beni eczacılığa yeniden inandırdı. Şimdi de final haftasının eşiğindeyiz. İnsan büyüdükçe -23 yaşına gelmek bir nevi büyümektir dostlarım- final haftasından sıkılmaya ve gizlemeye başlıyor. Sanırım bu sefer kendimden de epey profesyonel gizledim ki çalışmayı unutmuşum. Bilimsel araştırma yöntemlerine dair kitap yazacak seviyeye gelmişken umarım bu son dersim olur.
Kasım nasıl geçti hiç anlamadım. Buralara gelip iki kelime yazı da yazamadım. Zaten hayatımın göçebe olduğu kadar arkadaşlarımda göçebe. Bir Ankara yolcumuz var -senelik- bakalım. Belki de bizim kısmetimiz de İstanbul'da doğmaktı. Şehir büyük olunca daha geniş alanlara savruluyoruz. Ve metropol de saat daha hızlı geçiyor. Ve trafik yüzünden gün bize 20 saat. Alt komşuya misafir geldiyse 15 saate kadar düşüyor bu süre.
Karın yağmasını dört gözle bekliyorum. Bazen iletişim okumak yerine meteorolojiye dair bilgilerimi mi geliştirmeliydim diyorum. Hala kararsızım. Medya ve iletişim alanında yüksek lisans yapıyorum ama insanların kolay anlaması için gazeteciliğe dair bölümler söylüyorum.
Geleceği hiç düşünmüyorum. Olacak olanlar nasıl yetişecek bilmiyorum. İtiraf etmem gerekirse elimden geleni de yapamıyorum. Umuyorum ki toparlanıp başak burcu günlerime geri döneceğim.
Sayın yolcularımız, uçuşlarımızdaki teknik aksaklıklar sebebiyle yaşanan sıkıntılar hayatın pek içinden meseleler olduğu için sizlerden anlayış bekliyoruz. Yorganımızı üstümüzden atıp güzel de bir kahvaltı yapıp kendimize gelirsek eski günlere dönebiliriz. Kahvaltı servisimiz başlamıştır!
Yorumlar
Yorum Gönder