Annem ve Ablamın Yeniden Blog Yaz Çağrısı Üzerine
Sevgili dostlar,
Pandemiye ve henüz yalnızca konusu belli olan tezime sığınırım ki başak burcu yönlerim kendini tamamen bir boğa burcuna bırakmıştı. Fakat yalnızca eylemsizlik kararı alarak. kafamın içinde yapmam gereken onca şey ve nedense yetiştiremediğim ve kendime yetiremediğim günlerim. Sanıyorum ki benim hayatımda hiç şöyle boş boş yattığım bir gün olmadı. Çünkü olmasını istemedim. Çünkü ben boş boş yatmayı hiç sevmem hep moralim bozulur.
Gelelim bu kadar zaman nerelerde olduğuma. Elbette evdeydim. Kendimi yapılacaklar listemin başında bulsam da her sabah maalesef pek bir şey yapmadım. biraz kursa gittim biraz literatür taradım biraz freelance işler ve biraz geri kalan gündelik yaşam aktiviteleri. Zaman böyle geçip gidecekken blog yazısı yazmanın zamanda bir kırılma hissi yaratacağını düşünüp bilgisayarımın başına oturdum.
Gerçekten sevgili dostlar,
Neler oluyor hayatta?
Dünya çılgıncasına dönüyor ve ben küçükken de mahalleye gelen dönme dolaba binmeyi hiç sevmezdim. Başımı böylesi döndüren bir salıncağı nasıl sevebilirim? Bence bir salıncak beni göğe doğru yükseltmeli. En son bindiğim 1 çocuk salıncağında ben olmasam da mutluluğum göğe doğru yükseldi. Kediler gibi sıvıyım bulunduğum kabın şeklini alırım diyordum bunu da kanıtlamış oldum sanırım gerekli gereksiz.
Hayatta neler olduğu malum. dünya bizi bir o yana bir bu yana sallıyor. Tüm bunlar Plüton'un gözyaşları olabilir mi orası da bir muamma. Çünkü ben de küçükken birtakım dışlanmalarımı içerleyip içimden herkese küsmüştüm.
Uçuşlarımız eskisi kadar sık olmayabilir ancak yine yeniden buradayım. Dertlerimle dertlenmeye hazır olanlara selam olsun!
Akademici Soral en akademik yönleri ile tekrar aramızda.
Alkış lütfen!
Pandemiye ve henüz yalnızca konusu belli olan tezime sığınırım ki başak burcu yönlerim kendini tamamen bir boğa burcuna bırakmıştı. Fakat yalnızca eylemsizlik kararı alarak. kafamın içinde yapmam gereken onca şey ve nedense yetiştiremediğim ve kendime yetiremediğim günlerim. Sanıyorum ki benim hayatımda hiç şöyle boş boş yattığım bir gün olmadı. Çünkü olmasını istemedim. Çünkü ben boş boş yatmayı hiç sevmem hep moralim bozulur.
Gelelim bu kadar zaman nerelerde olduğuma. Elbette evdeydim. Kendimi yapılacaklar listemin başında bulsam da her sabah maalesef pek bir şey yapmadım. biraz kursa gittim biraz literatür taradım biraz freelance işler ve biraz geri kalan gündelik yaşam aktiviteleri. Zaman böyle geçip gidecekken blog yazısı yazmanın zamanda bir kırılma hissi yaratacağını düşünüp bilgisayarımın başına oturdum.
Gerçekten sevgili dostlar,
Neler oluyor hayatta?
Dünya çılgıncasına dönüyor ve ben küçükken de mahalleye gelen dönme dolaba binmeyi hiç sevmezdim. Başımı böylesi döndüren bir salıncağı nasıl sevebilirim? Bence bir salıncak beni göğe doğru yükseltmeli. En son bindiğim 1 çocuk salıncağında ben olmasam da mutluluğum göğe doğru yükseldi. Kediler gibi sıvıyım bulunduğum kabın şeklini alırım diyordum bunu da kanıtlamış oldum sanırım gerekli gereksiz.
Hayatta neler olduğu malum. dünya bizi bir o yana bir bu yana sallıyor. Tüm bunlar Plüton'un gözyaşları olabilir mi orası da bir muamma. Çünkü ben de küçükken birtakım dışlanmalarımı içerleyip içimden herkese küsmüştüm.
Uçuşlarımız eskisi kadar sık olmayabilir ancak yine yeniden buradayım. Dertlerimle dertlenmeye hazır olanlara selam olsun!
Akademici Soral en akademik yönleri ile tekrar aramızda.
Alkış lütfen!
Yorumlar
Yorum Gönder