Toparlanın gitmiyoruz!
2019 yılında dijital mahremiyet üzerine bir tez yazmış olmam dolayısı ile akademinin bana verdiği yetkiye ve Selma'nın sen ne düşünüyorsun bu WhatsApp meselesi hakkındaki sorusu üzerine bugün bu blog yazısı altında toparlanmış bulunuyoruz.
Öncelikle ben size demiştim demek istiyorum. Tezimin 99 sayfası ve ömrümün lisans yılları boyunca neden sosyal medya kullanmadığımı, mahremiyet ve gizliliğe dair sorunları hep anlatmaya çalıştım. Fotoğraflardan mesajlara, bilgilerimizin hepsinin dijital kimliğimizin bir parçası olduğunu söyledim durdum. Arkamızda dijital ayak izlerimizi bıraktığımızı ve hepimizin birer data olduğunu da. Yakın zamanda WhatsApp Snowden, Baudrillard ve beni şaşırtmayarak gizlilik sözleşmelerini yeniledi ve bizden mahkeme salonunda olanları unutmamızı istedi. Verdiği sözleri tutmayı değil unutmayı tercih etti. Ve bizlere 8 Şubat'a kadar zaman tanıdı. Bir karar vermemizi bekliyor. Peki bizim kararımız ne olacak?
Ben yıllar öncesinden kararını veren biri olarak tüm sosyal ağ platformlarından uzak kalmayı tercih ediyorum. Hem bir dijital kimliğe ihtiyaç duymuyorum hem de daha fazla reklama bulaşmayı, bir gün karşıma siyasal reklamlar çıkmasını ve benim unuttuğum anılarımı dijital platformların hatırlamasını istemiyorum. Unutulma hakkı dediğimiz şeyi Zuckerberg'de mahkeme salonundaki görüntüleri için kullanmak isterse diye buraya bir fotoğrafını bırakıveriyorum.
Dijital günlüklerimizi filtreleme zamanı sevgili dostlar! Bugüne kadar yapmadıysak da bundan sonra yapmak için çok geçerli sebeplerimiz var. Bundan sonrası için Whatsapp'ı silmek gerekir mi gerekmez mi? Telegram'da mı online olalım Signal'de mi? Zaten bu zamana kadar birçok gizlilik sözleşmesini okumadan kabul etmedik mi? Bu soruların ve daha fazlasının aklınızda dolandığını biliyorum.
Öncelikle Whatsapp'a dair ne yapacağımızı şu küçük örneğim ile aydınlatmak istiyorum. Bu basitleştirilmiş örneğin altında okunmuş bir sürü kitap, makale ve tez bulunuyor. Sosyal bilimci kalemi, sosyoloğun gözlemi ve toplumsal eleştiriler yer alıyor.
Ve şimdi asıl soru Whatsapp'ın yerine hangi uygulamayı kullanacağız? SMS üzerinden iletişime geçmek en güvenlisi diyebiliriz. Ancak fotoğraf göndermek ve illa karşınızdaki kişinin son görülmesini görüp mesajlarınızı okuyup okumadığını kontrol etmek istiyorsanız Signal uygulamasını kullanabilirsiniz. Elbette bu öneriyi Snowden'ın bana verdiği yetkiye dayanarak yapıyorum.
Ve sonrasında bunu bir fırsat olarak değerlendirebiliriz. Gereksiz gruplarınızdan kurtulun, ayıp olmasın diye durduğunuz gruplardan çıkın. İletişim Whatsapp'tan öncede vardı lütfen panik olmayın :)
Bundan sonra Whatsapp'tan olabildiğince uzak durma ve mümkünse hesapları silme zamanı. Aman nolucak diyenlerdenseniz bir şeyler olacak demek ki sözlerimi yabana atmayın. Cambridge Analytica haberlerini, Academia'dan tezimi ve geçmiş blog yazılarımı okuyun.
Ve bundan sonrası için her uygulamayı telefonunuza indirmeyin. Bu gizliliğin ve mahremiyetin yeniden dirilişi ise her uygulamaya konum, fotoğraflar, kamere ve mikrofona erişim izni vermeyin. Konumuzdan alakasız ama pek bir önemli olan parolalarınızı kolay tahmin edilebilir şeyler yapmayın. Ve tamamen teslim olmayın. Alternatifleri kovalayın. Edward Snowden'ı araştırın, filmini izleyin ve muhakkak kitabını okuyun. Mahremiyetinizi, gizliliğini ve verilerinizin mahiyetini önemseyin.
Sosyal medya hesaplarınızın kilitli olmasının hiçbir önemi yok. Var olan insanlara karşı değil kendinizi sisteme karşı güvence altına alın. Yalnızca tanıdığınız insanların sizi takip ediyor olması içinizi rahatlanmasın. Ve lütfen her şeyinizi her yerde paylaşmayın ve her şeyi her yerde konuşmayın!
Sosyal medya hesaplarınızı kullanmak istemiyor ama silmeye cesaret edemiyorsanız Elon Musk size cesaret kaynağı olsun. Kendisinin Instagram hesabını silmesi üzerine yediği yemeklerden, gittiği mekanlardan ve görüştüğü arkadaşlarından bi haber olduk. Ama kimin umrunda değil mi? Musk'ın hala hayatı oldukça yolunda gidiyor. Ve kendisinin sildiği Instagram hesabı Influencer'ların hesaplarının kapatılması korkusunu 6457363 kat yaşayacağı bir hite sahipti.
Birileri zamanında doğru soruları sormuştu. Buyrun mahkemeden bir kesit ile yazımıza son verelim. Zamanında Facebook ile yaşadığını unutan bir toplum olarak Instagram ve türevleri olmadan da yaşlanabileceğimizi unutmayalım.
- Senatör: Dün gece kaldığın oteli bizimle paylaşmak ister misin?
- Mark: Hayır.
- Senatör: Bu hafta kimlerle mesajlaştın onları paylaşmak ister misin?
- Mark: Hayır. Herkese açık olarak burada söylemek istemiyorum.
- Senatör: Sanırım, bütün mesele bundan ibaret. Gizlilik hakkınızdır!
Doğruyu, yalnızca doğruyu!
Akademici Soral sundu.
Yorumlar
Yorum Gönder