Tez Başıma Tez Başıma Püskülü Ben Olaydım
Soral Ailesi'nin evinde her şey 2018 yılında ablamın Ahmet Mithat Efendi'nin hatrı sayılır bir eserini tercüme ya da onların deyimiyle transkript etmesiyle başladı. Ablamın tezine dair hatırladığım son şey saat 04:22'de ertesi güne tamamı hazır bir Word dosyasının hocaya teslim edilecek olmasıydı. Bu tez için şiirler yazıldı, yardımlar edildi. Annem okumalarını yaparken ablam yazıya geçiriyor bir yandan da sınıftaki gelişmeleri takip edip ona göre rotamızı belirliyorduk. Malum tezin diline yabancı oluşumuz ablamın üstüne daha fazla yük yüklenmesi demekti. Kendisi çeviri işleriyle belirli bir dönem uğraşınca tezinin sayfalarını Çamlıca'nın tepelerinden toplamamıza çok az kalmıştı. Neyseki günün sonunda kağıtlar Çamlıca'ya uçuşmadan başarılı bir şekilde teslim edildi. Takvimler 2019'u gösterdiğinde evde bir dijital mahremiyet telaşı başladı. Ablam sayesinde alışkınlık olduğumuz tez koşturmasına Edebiyat Fakültesinin aksine illa bir araştırma yapmak gerekliliği olan Sosyal Bilimci kurallar eklenince biraz afalladık. SPSS programının kayıt etmediği veriler, örneklem sayısına ulaşmak için herkesin seferber olması ve tezimin kaliteli bir şekilde yazılmış olması sebebiyle süreç boyunca danışmanımla yaşadığım meseleler. Lisans tezlerini kaliteli yazanlar tebrik edilmiyor arkadaşlar bilginize :)
Günler ve aylar geçmiş ve Akademici Soral'ın tezi de teslim edilmişti. Kolektif bir çalışma sonucunda içinde Ayşe'nin, İzzet'in, ablamın, annemin, babamın, tez anketine katılan 200'den fazla kişinin emeği olan tezim "Başarılı" bir şekilde amacına ulaşmıştı. Bu amacına ulaşmışlık Akademici Soral'a bir sene sonra teziyle benzer bir konu başlığında yazdığı makale ile üçüncülük başarısı bile getirecekti.
Ve 2020...
Soral ailesinin tez telaşı geçtiğimiz yaz itibariyle yeniden başladı ya da kaldığı yerden devam etti. Ancak pandemi dolayısıyla tüm esnaflarla birlikte Akademici Soral'da zihin kepenklerini indirdi ve üretimlerine ara verdi. Pasif üretim aktif düşünme sürecinde hareketsizliğime beynimin aşırı işlevselliği eşlik edince dengelerim bir miktar şaştı. Tez yazma çileleri ile tanışmaya başladıkça Başak burcu yönlerimde birer birer kaybolmaya başladı. Planlı olmanın hayattaki öneminin ötesinde kendim için önemini 25 senedir bilen biri olarak dağıldık arkadaşlar, atıldık ve elbette isyan ettik. Kendimi haklı çıkaracağım sebeplerim olsa da nedense vaktimi tez için ayırmakta zorlandım. Ancak en boşvermiş anımda bile zihnimden tez taslağına dair ne yapmam gerektiğini düşünmeyi bırakmadım. Elbette bu bende Şubat 2021'de geçmeyen baş ağlarına sebep oldu...
Ve Şubat 2021!
Akademici Soral literatürü taradı
Tüketime dair ne bilgi vardıysa aradı
Fişleme aşaması bitti bitecek
Soral sonra uzun bir tatile gidecek...
Ve dostlar sahiden Şubat 2021!
Makaleleri, tezleri ve kitapları okudum. İşaretlemeleri yaptıktan sonra hepsini Word'e geçirip fişlemeye hazırladım. Çarşamba günü 70 sayfalık bir fotokopi ile tez defterimin başına oturacağım. Bundan sonrasının çok hızlı geçmesini umut ediyorum. Bu süreçte hayatımda ne kadar yoğunluk olursa olsun son dakika yazılması gereken bir makalenin bile bana günün sonunda mutluluk verdiğini farkettim. Çok vahlanıyormuş gibi anlattım süreci farkındayım ama mutluyum. İnanmayacaksınız belki ama akademinin cefası tezin son noktasını koymanın sefasına değiyor arkadaşlar.
İtiraf etmeliyim ki an itibariyle tek cümle daha okuyacak ne göz ne de okuduklarımı idrak edebilecek bir aklım kaldı. 300 sayfalık bir kitabı yarım saatte bitirerek kendimce bir takım deneysel literatür okumaları yaptım. Dilerseniz kitap okumak 101 adlı blog yazımda bunun detaylarından da bahsedebilirim. Akademici Soral'dan şimdilik bu kadar.
Her türlü Tadelle'li, mektuplu ve güzel dilekli desteklerinizi bekliyorum.
Kalemine kuvvet Akademici Soral :)!
Yorumlar
Yorum Gönder