"Gayet İyiyiz Canım😊"
Katlanmayı bekleyen çamaşırlarıma 1 hafta verdim. Bence beni anlayışla karşılarlar. Yerlerine yerleşmesi gereken temiz tabakların da daha 2 günü var. İzzet’in dilsiz uşak üzerinde inşa ettiği gardrobunu yerleştirmemiz içinse ne zamanımız ne de sabrımız kaldı. Ama turuncu battaniye koltuğun üzerinde katlı durup eve de oda kokuları sıkılınca: mis. Bakmak ile görmek arasındaki farka İzzetcim yeni bir boyut kazandırdı: “Bence sen abartıyorsun evimiz gayet toplu.”
Dağınıklık halisünasyonları mı görmeye başladım diye hayıflanacakken tez-anti tez-sentez:
Mart – 7 – Balık burcu
Hal
böyleyken baktım işin içinden çıkamıyorum, düzensizliğe de alışmak gibi bir
niyetim yok malum 2. Sınıfa giderken ablamla hazırladığımız kurallar listesinin
geçerli olması için daima düzenli olma sözü vermiştik. O zaman kütüphanemin
raflarında eski bir dostumla karşılaştım: erteleme sanatı.
Kitapla
yolum 2 kere kesişti.
1-
Tez yazarken
2-
Evliliğimin 7. Ayında
Mevcut
durum analizi:
Home
sweat home evimi çekip, çevirip, silip, süpürüp, yapıp, pişirip idare ederken yavaş
yavaş düzenimin dışına çıkmaya başladım. Sildiysem süpüremedim, çektiysem
çeviremedim, yaptıysam pişiremedim. O zaman hayatıma hoş geldin erteleme sanatı
J
Çözüm:
Evimdeki teknolojik aletlerim ve pek sevgili eşimin içerisinde yer aldığı bir öncelik listesi hazırladım. Düzenin bozulmaması adına ortalığı toplu bırakıyor ancak detaylarda da boğulmuyorum. Böylelikle hem düzeni koruyor hem de içimi rahat ettirebiliyorum. Evde yapılacak her şeye zaman tanıyorum. Son dakikaya bırakmadan önce onları zaten planlı olarak ertelemiş oluyorum. Tam olarak böyle bir sistemin içinde 3+1 evimizin içinde 2 kişi ve 10 balık mutlu hayatımızı sürdürmeye devam ediyoruz.
Peki
sürdüremediğimizde ne oluyor?
Erteleme
sanatında hala başarıya ulaşamadığım bir mesele var: uykum.
Uykumu
ertelediğim andan itibaren tüm her şeyim domino taşları gibi bir diğerini
kovalıyor. Bu aralar uykusuzluğu hayat standardı haline getirmiş
durumdayım. İşte böyle zamanlarda 80 yaşındaki Amerikalı Profesör John Perry’nin
erteleme sanatını bir kenara usulca koyup 33 yıllık evli annemin mottosunu
benimsiyorum: “gayet iyiyiz canım”
Asıl çözüm:
Bir
gün annem, ablam ve ben yine bir şeyleri birbirine karıştırıp kendimize iş
çıkarmıştık. İşin içinden çıkamazken Çiçi ile yollara koyulmuş ve arabanın
içinde 3’lü koalisyonumuzu kurmuştuk. Sorun ve çözüm odaklı geçen konuşmamızın
bir yerinde aile whatsapp grubumuzdan bildirim geldiğini gördüm.
2
mesaj
Babam:
napıyosunuz?
Annem:
gayet iyiyiz canım😊
Biz
arabanın içinde Çiçi dahil ne yaptık ve yapacağız diye sorgu halindeyken bu
soru babamdan gelmiş ve annem asla sorunun cevabı olmayan ama bir o kadar da
cevabıymış gibi gözüken o muhteşem mesajı yazmış.
bana da soracak olursanız nasıl gidiyor ev işleri: gayet iyiyim canım😊
(İzzet'in de dediği gibi evimiz normal şartlara göre gayet topludur. Bu yazı içinde akademici soral'ın huyudur abartmadan duramaz diyebiliriz :)
Yorumlar
Yorum Gönder