99. Yazım: Vefa Yalnızca Bir Semt Adı Değildir!


yönetmen sandalyem (rejisör koltuğum), tokatlı masa örtümün serili olduğu yuvarlak masam, tez ve elbette nicelerini yazmam için ablamın önderliğinde alınan macbookum. 

yıllanmış bir sayfaya 99. yazımı bloğumun yıldönümünü kutlamak için yazıyorum. biraz duygusal, çokça mutlu ve istikrarım dolayısıyla gururluyum. bugün tüm bu duygularımla beraber sizlere yazı yolculuğumdan bahsedeceğim. 

buyrun akademici soral'ın yazı yolculuğunda yerlerimizi alalım.

çokça bahsettiğim gibi okuma yazmayı bilmediğim zamanlar ilk kitabım olan köyden gelen kızı çözümlemeye çalışarak başladı yazıyla tanışmam. sonrasında bunu sevdiğimi fark ettim ve okula gitmek için tek sebebim okumak ve yazmak oldu. okulda en sevdiğim aktivitelerden ilki hızlı okuma yarışması ikincisi ise güzel yazma yarışmasıydı. el yazısını sevmiyor olmama inat yine de yazmayı çok seviyordum. böylelikle ilk resmi okur ve yazar unvanımı 2002 yılında öğretmenimden kırmızı bir gülün yer aldığı kurdele ile aldım (hala saklarım). 

aradan geçen 21 sene.

okur unvanımı köyden gelen kızdan sonra marslı marvin ve sonrasında dede korkut hikayeleri'ni okuyarak korudum. kitaplar arası geçişlerim entelektüel zekamı 7 yaşından itibaren geliştirdiğimin de bir kanıtıdır. yazar unvanımı ise yazdığım günlükler ve kompozisyonlar ile korudum. yalnız günlük yazma işini biraz abartarak günlüğümü okula götürüp her anımı yazdım. (neden ve nerede sakladığımı bilmediğim onlarca günlüğüm olduğu doğrudur). yolum 2 saatlik ay yapım dizilerine çıkacaktı ki kabiliyetimi başka yerlerde değerlendirmeliyim diyerek okuduğum kitapları bilgisayara yazmaya başladım. bunu neden yaptığıma dair hala bir fikrim yok. ve evet yanlış anlamadınız kitapları olduğu gibi tekrar yazıyordum. yazma kabiliyetim teknik olarak kompozisyonlar ile gelişti. ortaokulda yazdığım kompozisyonlarda tıpkı şimdi olduğu gibi hiciv sanatını kendime göre yorumlayarak yazılarıma taşıdım. iyi başlık bulmak konusunda da secaatin hoca gibi doğal bir yeteneğim vardı. bunların hepsini bir araya toplayınca akademici soral'ın yazma metodunu da anlayabiliriz.

velhasıl aradan geçen 21 sene.

yazmak hayatımın her anı oldu. 

derste not almayı da çok severdim, günlük yazmayı da. yapılacaklar listesi yazmayı da çok severim ortaöğretim hayatım boyunca konuları tahtaya yazmayı da. doğum günü pastasının üstüne not yazmayı da çok severim mektup yazmayı da. kitaplarımın başına tarih yazmayı da çok severim, annemlerin evinin kapısına not yazmayı da. mesaj yazmayı da severim, mail yazmayı da. şiir yazmayı da severim soru kağıdına cevap yazmayı da. makale yazmayı da severim tez yazmayı da.

ama en çok blog yazmayı severim. 

son 5 yılımın en eğlendiğim, en kendimi ifade edebildiğim, en mutlu olduğum ve kendimi en özgür hissettiğim yeri burası oldu. kullandığım dil, yazdığım konular beni hep kendime en yakın olduğum halimde hissettirdi. 

geçmişe dönüp bakmak istediğim yer oldu akademici soral bloğu ve geleceğe yönelik kendime dair en heyecan verici umudum oldu. belki burdan sonra yolculuğum bir dergi de ya da en çok istediğim çocuk edebiyatı dünyasında bir kitapta olur. adımı makalelerden tezlere taşıdığım geçmiş yılları sevgiyle anıyor ve artık yazar unvanımı bir yayıneviyle çocukların kitaplığına taşımak istiyorum.

ancak ne olursa olsun akademici soral bloğunun yıllar boyu aynı heyecanla, aynı içtenlikle ve eleştirellikle devam edeceğinin teminatını verebilirim.

burada doğum günü yazısını gizli gizli okuyup ağlayan babamın duyguları, annemin adının geçtiği her yazımdaki mutluluğu, ablama adanmış içten teşekkürler, izzet’in takdimi, yeni evim ve hayatım, takıntılarım, bakış açım, küçüklüğüm, biraz dedem biraz köyüm, okul yıllarım, tez sürecim ve çiçi’ye veda ve bloğuma duyduğum vefa var. 

daha nicelerine!

o zaman en özel teşekkürümü beni 5 yıl önce blog yazmaya teşvik eden ablama ve çocuk edebiyatı konusunda daima destekçim olan izzet'e ithaf ediyorum. ve bir özel teşekkürümü de okuduğu blog yazım üzerine tadelle kutusu ile beni mutlu eden turgay amcam'a ithaf ediyorum. 

yazılarımı okuyan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. 

2018'de yazmaya başladığım akademici soral'ın 5. blog yıldönümü kutlu olsun dostlarım🎉🎈

peki sizin için akademici soral bloğundaki en iyi yazı hangisiydi?


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

annem gül'dü çiçekler girdi gönlüne'

kendi evimde deplasmandayım

hüznün ertesi