Çiçi ile Yollarda- Tatil Rotası "Bir Yanda Akan Benim Öbür Yanda Sakarya"


(Bu gezi yazımız 4 bölümden oluşmaktadır)

Sevgili blog dostlarım,

9 günlük bayram tatilini geleneksel duygularımızı içimize ve bavullarımızı Çiçi'nin arkasına atarak değerlendirmiş bulunuyoruz. 

Herkes hazırsa bu blog yazımızda rotamız Karadeniz ve şoför koltuğunda İzzet yanındaysa kopilot bendeniz :) 

Yazımıza geçmeden önce ilk defa bloğumu okuyanlar için kısa bir açıklama yapmak istiyorum.

Açıklamam:
Çiçi: arabamız
İzzet: eşim
Balık burcu: Son burç olması sebebiyle tüm burçlardan biraz ancak burçlar üstü bir burç :)

İzzet tatil planlarına Ege'den Akdeniz'e Marmara'dan Karadeniz'e 4 bucak memleketimiz diyerek epey geniş bir alanda saha çalışması yaparak başladı. Günün sonunda Balık burcu eşimin içinde Balıkesir ve Yalova kalarak Sakarya'ya doğru yola çıktık. 

Rotamız Sakarya!

İnsan bu su misali kıvrım kıvrım akar ya / Bir yanda akan benim öbür yanda Sakarya diyerek nehir arkamızda tatil ufkumuzda ilk rotamıza vardık. Sakarya çocukluğumun memleketi ve güzel doğası ile bizi hem huzurla hem de bu fazla huzurun ve sessizliğin getirmiş olduğu 26 yaş 1 yıllık evli halimizce biraz huzurevine düşmüş olma duygusuyla karşıladı. Ben her ne kadar küçüklüğümden beri hafta sonları bu tatili tercih etmiş olmanın tanıdık hissinde olsam da herkes kadar İzzet'te bu kararı nasıl vermiş olduğunu 1 gün boyunca sorguladı. Yorumları iyi başladı ama daima soru işaretleri ile bitti. Misal: "Yani Şeyma burası iyi güzel de bizim burda tam olarak ne işimiz var?" gibi. Bense "Sakarya'yı tatil turizmine biz kazandıracağız" mottosunu benimsemiş olarak aşırı ikna ediciydim. İlk gün dinlenme ve yürüyüş ile İzzet'i ikna edebilsem de ikinci gün daha iyi bir planımız olmalıydı. Gitmek istediğimiz yerlerde dik dağ yollarını Çiçi'nin gözü kesmeyince sevgili Google Maps'in gezilecek yerler kategorisine göz atmaya başladım. 


Ve sonunda Poyrazlar Gölü Tabiat Parkı diye bir yer buldum. Bir göl ancak bu kadar güzel bir tabiat parkına dönüştürülebilir. Google Maps'teki fotoğraflar gölün güzelliğini asla yansıtmadığı için yol boyunca bende bir tedirginlik vardı. Bir de yolculuğun bu kısmında pek tatlı arkadaşlarımız ve 2 aylık bebişleri de bize katılacağı için planı iyi yapmak gerekiyordu. Tedirginliğim tabiat parkının girişinde aniden yok oldu.

İçerisi oldukça büyük ve gölün etrafı çok iyi dizayn edilmişti. Oturma alanları, mangal yapma yerleri, parklar, çeşmeler vs. Daha fazla betimleme yapmayarak fotoğrafları buraya bırakıyorum. 

En sonunda bebişi üşütmeyecek ve bizleri mutlu edecek bir yere önce masamızı sonra çadırımızı ve kamp sandalyelerimizi kurduk. Güzel bir pikniğin ardından bu günde bitmiş oldu.


Sakarya'dan sonra sahil boyu devam etme kararı alarak rotamızı Düzce'ye çevirdik.

Rotamız Akçakoca!

Tatilimizin 3. günü orman yolu ve denizin bize eşlik etmesiyle Akçakoca'ya vardık. Akçakoca nedendir bilinmez beklentimizi karşılamayınca gelmişken denize girelim diyerek kendimize bir yer aramaya başladık. Bir sahil kenarı görünce arabayı park edip deniz kenarına indik. Su güzel ancak bulunduğumuz yer pek sakin değildi. Sahilin ilerisinin daha boş olduğunu görünce ben yürümeyi teklif ettim. İzzetse arabayla gitmenin daha mantıklı olacağını söyledi.

Evet sahilin ilerisine arabayla gittik. 

Peki sahilin ilerisi nereye çıkıyordu?

Devamı pek yakında...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

annem gül'dü çiçekler girdi gönlüne'

kendi evimde deplasmandayım

hüznün ertesi