Ramazan evlerimize bolluk ve bereket, kalplerimize huzur ve mutluluk getirdi. Hazırlıklar yapıldı, camilere mahyalar asıldı, davulcular tokmağına sarıldı. Sahura mı kalsak yiyip mi yatsak diye akıllarda deli sorular dönmeye başladıysa, herkes kendine teravih kıldıracak bir imam bulduysa, güllaç tarifleri gün yüzüne çıktıysa ve herkes pide kuyruklarında yerini aldıysa; Hoş geldin 11 ayın sultanı ya şehri Ramazan!
Kapımızın çıkıntısında imsakiyemiz hazır, suyumuzu içiyoruz tan yerinin ağarmasına nazır.
Şimdi camilerde vakit namazlarını kediler, teravih namazlarını ise pek sevgili çocuklar süsleyecek. Kimisi namaz boyunca gülecek kimi öksürecek. Tekne orucunu açan minik dostlarımız orucun huşusunu öğle'den yatsı'ya kadar enerjiye çevirecek. Bizlerse elbette bunlara anlayış göstereceğiz. Nasıl ki teyzelerimiz Ramazan yazın Ağustos sıcağına denk geldiğinde klimaları ve camları sır gibi kapatmak isterken onlara anlayış gösteriliyordu şimdi aynı şekilde anlayış sırası kafası haklı olarak gürültü kaldırmayan teyzelerimize geçti. Çünkü camilerde namaz arasındaki minik dostlarımızın gülüşmeleri gürültü değil güzelliktir. Umuttur, inançtır ve gelecektir. Siz de teravihe gelen çocukları bir çikolata ile ödüllendirirseniz belki de hepsi çok sevinecektir.
Şimdi eş, dost ve akraba ile ramazan sofralarında buluşmak vaktidir. Coğrafya kaderdir diyerek Sivas'taki dedemin yatsı namazına hazırlanırken orucu açtınız mı diye araması ile müezzinin sesini duymamız birdir. Beykoz'lu müezzinin ezanı 2 dakika erken okuması efsane midir?
Biz Ramazan'ı özlem ve sevinçle karşıladık. Başını rahmet, ortasını mağfiret, sonunu
cehennem azabından kurtuluş bildik. Duamız Ramazan'ı ve ibadetlerimizi huşu ile geçirmektir.
O zaman Ramazan'ı hayırlarla ve kolaylıkla, huşu ve maneviyatla geçirmeyi nasip eyle Allah'ım.
Amin
Yorumlar
Yorum Gönder